‘Büyük müjde’ görkemli töreni ardından olanları anlayan beri gelsin…

İstanbul borsası düştü, dolar ise yukarıya doğru hareket etti.

‘Büyük müjde’ görkemli töreni ardından olanları anlayan beri gelsin…

FEHMİ KORU YAZDI...

‘Büyük müjde’ görkemli töreni ardından olanları anlayan beri

gelsin…

‘Büyük müjde’ iktidar cephesinin en küçük ortağı Vatan Partisi’nin lideri Doğu Perinçek’in “Biz biliyoruz” dedikten sonra duyurduğu, ekonomi haberleri veren Bloomberg’in de teyit ettiği gibi Karadeniz’de doğalgaz yatağı bulunmasıymış…

Dün, görkemli bir törenle, olay bütün dünyaya ve ülkemiz vatandaşlarına duyuruldu.

Töreni izlerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bizzat yaptığı müjdeyi tanıtım konuşması sonrasında mikrofonu hazine bakanı Berat Albayrak’a bıraktığı görülünce, birlikte olduğumuz biri, “İşte bunu yapmayacaktın” deyiverdi.

Sonra da bize dönüp neden böyle dediğini “Olayın inandırıcılığını azaltan bir jest bu” cümlesiyle açıkladı.

Ne demek istediğini anladığımı söyleyemem. 

İnenler, çıkanlar ters…

Her şey olup bittikten ve televizyon kanalları ekranlarını konuyu bilenlere devrettikten sonra bir şey dikkatimizi çekti: Piyasalar olaya beklendiği biçimde cevap vermedi.

İstanbul borsası düştü, dolar ise yukarıya doğru hareket etti.

Oysa, tören sırasında yapılan konuşmalarda, ülkenin her yıl 40 milyar dolar ödeyerek yurtdışından ithal ettiği 81 ilde kullanılan doğalgaz ihtiyacını yıllar ve yıllar boyu bu keşif sayesinde sıfırlayacak ve böylece ekonomideki cari açık derdini sona erdirecek yeni bir döneme girildiği ilan edilmişti.

Ekonomiye çağ atlatacak ‘büyük müjde’ piyasa oluşturucuları tarafından iştiyakla karşılanmadı.

Bir yakınım, şaşkınlığımı fark edince, “Öyle deme, ‘büyük müjde’ duyurulduktan ve bunun enerji kaynağı olduğu sızdırıldıktan sonra dolar bayağı düştü, borsa da yukarıya doğru tırmandı. Buna ‘piyasalar geleceği satın aldı’ deniliyor. O arada dolarını bozduran ve borsaya yatıran birilerinin dolarları, borsayı terk eden ve oradan elde ettiği TL ile ucuzlayan dolarları satın alan birilerine geçti. Kısacası, bayağı bir miktar dolar el değiştirdi” açıklamasını getirdi.

Kim olabilir bunu yapanlar? ‘Yabancı eller’ mi, ‘yerli ve milli’ birileri mi?

Ekonomide bir süredir akıl almaz şeyler oluyor; hiç değilse benim aklımın almadığı bir şeyler. 

Sözgelimi, ikinci el otomobil fiyatlarının aynı aracın fabrika satış fiyatından yüksek olmasını bana izah edebilir misiniz? Şu anda durum buymuş. Bir tanıdığım birkaç zamandır kullandığı arabasının şimdiki fiyatının ödediği fiyatın bir misli olduğunu söylüyor. 

Talep fazlaymış da ondan oluyormuş bu.

Faiz muamması

Peki ya, halktan toplanan mevduata ödediği faizden daha düşük bir oranla topladığı paraları ev ve araba alacaklara kredi olarak veren bankaların zararla sonuçlanacağı apaçık belli olan bu işlemi neden yaptıklarının ekonomik bir açıklaması olabilir mi?

Bana olamaz gibi geliyor. Oysa, bunu yaptığı varsayılan bankaların yönetim kademelerinde yapılanın yanlışlığını çok iyi bilebilecek fevkalade iyi eğitim almış çocuklar bulunuyor. 

“Kamu bankasıyız, halk için her şeyi yaparız” diyorlar galiba.

Faiz konusunu da tam anladığım söylenemez.

Merkez Bankası (TCMB) ‘büyük müjde’nin tartışıldığı o ara dönemde, ‘politika faizi’ diye adlandırılan faizin oranını yüzde 8.25’te tutmaya devam edeceğini açıkladı.

Düşük bir oran bu. TCMB’nin yeni başkanı ‘düşük faiz’ ile ekonominin düzeleceğine inandığı için göreve getirilmiş biri ve işbaşı ettiğinden beri hep aynı doğrultuda kararlara imza atıyor.

“TCMB doğruyu yapıyor” diye düşünmeye başladığım sırada, tam da ‘büyük müjde’ töreninin yapıldığı dün, bir değil pek çok ekonomi yazarının sütununda, gerçeğin görünenden çok farklı olduğunu okuyorum.

‘Piyasa faizi’ sabit olmasına sabitmiş, ama reel faiz almış başını gidiyormuş… Hiçbir banka yüzde 8.25’ten kredi açmıyormuş… TCMB bile…

Durumu iyi özetlemiş birinden okuyalım:

“Bir ara %7,25’e kadar düşmüş olan gösterge hazine tahvil faizi %14,05’e kadar; keza %9,85’e düşmüş olan on yıllık tahvilin faizi de %15,35’e kadar yükseldi. 

Mevduat faizleri de %7’lerden hızla %12’lere sıçradı. 

TCMB’nin bankalar için açtığı ihalelerde ortalama faiz oranları %11,30’a yükseldi. 

En son araç kredisi faiz oranı %18’in, konut kredisi faiz oranı %16’nın ve tüketici/ KOBİ kredileri de %20’nin üzerine çıktı.” (Mehmet Ali Verçin, Karar gazetesi, 21 Ağustos 2020).

Ne yani, ev alacaklara kamu bankaları 0.64’ten (ev ikinci el ise 0.74’ten) kredi açmıyorlar mı?

Yanlış okumuş olmalıyım düşüncesiyle ekonomi yazarlarının yazdıklarını bir kez daha bu defa yakın gözlüğümü takarak okudum.

Faiz zorla düşürülmeden önce hangi oranda ise “TCMB politika faizini 8.25’te sabitledi” haberinin çıktığı gün de aynı orandan işlem görüyormuş… Yani yüksek orandan…

Milletimiz zekidir, ama…

Ülkenin önünde yepyeni bir dönem açacağı haberinin sızdırılmasından olayın törenle duyurulmasına kadar geçen sürede konuşulduğu halde, piyasalar bu görüşlerden ve törende yapılan açıklamalardan etkilenmiyor… Borsa düşüyor, dolar TL karşısında bir kez daha değerleniyor…

Buna karşılık, aynı dönemde, birileri borsa-dolar değiş-tokuşuyla kendi lehlerine para mübadelesi gerçekleştiriyor…

Açıklamalara dalıp “Kamu bankaları vatandaşa ‘düşük’ bile denilmeyecek küçücük bir oranda kredi açıyorlar ve bunu zarar etmeden nasıl gerçekleştiriyorlar?” diye kara kara düşünürken ve TCMB de faiz oranını sabit tutmaya devam ettiğini bir kez daha duyurmuşken, eldeki verileri değerlendiren ekonomistler durumun hiç de öyle olmadığını okuyucularıyla paylaşıyorlar… 

Konuyu birlikte irdelediğimiz bir yakınım, “Türk milleti zekidir” diye açıkladı olan biteni.

Ne yalan söyleyeyim, bu izahatı da anlamadım.

FEHMOKORU.COM