Erdoğan'dan dikkat çeken sözler... "Tahammülümüz kalmadı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan kritik Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sona erdi. 

Erdoğan'dan dikkat çeken sözler... "Tahammülümüz kalmadı"

Erdoğan'dan dikkat çeken sözler... "Tahammülümüz kalmadı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Suriye'deki saldırılarla ilgili olarak "Artık tahammülümüz kalmadı" diyerek, yeni operasyon sinyali verdi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Suriye'deki saldırılarla ilgili olarak "Artık tahammülümüz kalmadı" diyerek, yeni operasyon sinyali verdi.

 Cumhurbaşkanı, "Polislerimize yönelik son saldırı artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan ayrıca iklim değişikliği ve göç konusunda yeni yapısal düzenlemeleri açıklayarak, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın ismini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyoruz ve bünyesinde İklim Değişikliği ve Koordinasyon birimi kuruyoruz. Bir diğer kurumsal reformu da göç konusunda yapıyoruz. İçişleri Bakanlığımıza bağlı Göç idaresini, Göç İdaresi Başkanlığına yükseltiyoruz" dedi.

"SURİYE'DE YAPILAN SON SALDIRI BARDAĞI TAŞIRMIŞTIR"

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Kabine toplantımızda sağlıktan eğitime, güvenlikten turizme kadar ülkemizi milletimizi yakından ilgilendiren pek çok hususla ilgili değerlendirmemizi yaptık. Suriye'den ülkemize yönelik saldırıların kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Polislerimize yönelik son saldırı artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız. Bugün vefat eden İsmet Uçma'ya da Allah'tan rahmet diliyorum.

"SALGIN TEDBİRLERİNE BİR SÜRE DAHA UYMAMIZ GEREKİYOR"

Kabine toplantımızda sağlık alanında Koronavirüs salgınındaki gelişmeleri hasta, vefat sayılarından aşıdaki son duruma kadar ele aldık. Gelişmiş ülkelerin çoğundaki sorunun yönetim zaafiyetinden kaynaklandığı görülüyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı karar alma ve etkin uygulama kabiliyeti sayesinde herkese teşekkür ediyorum. En büyük şükranı bu süreçte sabırla hep bizim yanımızda yer alan milletimize sunuyoruz. Biz milletimizle tam dayanışma içinde yolumuza devam ettik. Tüm kademeleriyle eğitimde de normalleşme adımlarını attık. Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki eğitim AR-GE merkezlerinde geliştirilen Kovid-19 antijen test kiti aşamasına geldik. Salgın tedbirlerine riayet etmeyi bir müddet daha sürdürmemiz gerekiyor. Özellikle aşılamada hedeflediğimiz sayıya ulaşmalıyız. Biz kendi meselemizi çözsek bile dünya virüsten temizlenmeden iş bitti diyemeyiz. Sağlık sistemini ayakta tutma yanında tüm boyutlarıyla ekonomide, eğitimde geldiğimiz seviyeyi korumak ve daha ileriye taşımak için buna mecburuz. "Eskilerin korkulu rüya görmektense uyanık kalma evladır" sözünde işaret ettiği gibi ihtiyatlı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Türkiye ise vaktinde aldığı tedbirler ve güçlü altyapısı sayesinde bu sıkıntılara tamamen uzaktır ya da çok sınırlı şekilde maruz kalmaktadır.

"FIRSATÇILARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

Fahiş artışları içeriye sınırlı bir şekilde yansıtarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu gösteriyoruz. Buna rağmen üreticilerimizi korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Artık daha çok üreten, ihraç eden özel sektörümüzün aynı şekilde kendi çalışanlarını koruyacak bir anlayışı gözeteceğini inanıyorum. Milletimizin mağduriyetine yol açan fırsatçıları da yakından takip ediyoruz. Ekonomide büyümeden ihracata aldığımız her yeni güzel Haber geleceğimize daha umutla bakmayı sağlıyor.  Birileri Türkiye'ye siyasi konularda yapamadıkları diz çökme işini ekonomi üzerinden yapmaya çalışıyor olsa da biz gücümüzün farkındayız. Cari dengemizi fazla yönünde sürekli geliştirerek büyütmeyi sürdüreceğiz. Bundan sonra Türkiye ekonomik olarak her geçen gün çok daha güçlenecektir. Küçük bir kesimin güvenliği ve refahı için asırlardır sömürülen, birine kırılan vicdan ahlak dışı mağdur bırakanlar artık bu sisteme karşı geliyor. İşte bu anlayışla Türkiye olarak Balkanlardan Kafkaslara geniş coğrafyada mazlumun hakkın ve hakikatin yanında yer alıyoruz. Milletimizle birlikte gerektiğinde bu bedeli ödemekten kaçmadık, kaçmayız.

ERDOĞAN'DAN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MESAJI: HERKESİ İLGİLENDİRİYOR

Dünyanın neresine gidersek gidelim insanların sevgi ve umutla bakan gözlerinde bu iklimin tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Bin yıldır vatanımız olarak coğrafyadaki varlığımız devam ettikçe, kimi çevrelerin bize husumetinin bitmeyeceği açıktır. Elbette sadece bu gönül bağına güvenerek sırt üstü yatmıyoruz. Her alanda ülkemizi geliştirecek, yatırımlarla, eserlerle hizmetlerle hedeflerimize doğru da kararlı bir şekilde yürüyoruz. Artık hedeflerin çoğuna ulaştığımız 2023 vizyonumuzu yeni ve daha büyük adımlarla tahkim ettiğimiz bir döneme girdik. Bir süredir dünya devletleri bir araya gelerek özellikle 2053 vizyonumuz ve bu adımların en yakın en önemli bir projesi. Dünya bugün insanlık tarihindeki büyük kırılmalarının en önemli sebepleri arasında yer alıyor. Salgın döneminde üretimde ve insan hareketliliğinde yaşanan kısmi yavaşlamanın bile dünyamızı ne kadar rahatlattığını uzaydaki görüntülerden görülüyor. Bir süredir dünya devletleri bir araya gelerek iklim değişikliğinin ağır sonuçlarını hafifletmek için çözüm arıyor. iklim değişikliği herkesi ilgilendiriyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'NIN İSMİ DEĞİŞİYOR

Önümüzdeki dönem için yeşil kalkınma devrimini tüm çalışmaların merkezine yerleştirerek öncü ve etkin rol üstlenmekte kararlıyız. Hükümet olarak üzerime düşünleri yaptık, yapıyoruz. Yeşil Kalkınma devrimini de aynı samimiyetle milletimizin tavrına sunuyoruz. Her kesimden sürecin ülkemize külfetlerini asgari düzeyde tutacak bir yaklaşımla yürüteceğimiz bu tarihi projeye destek vermesini bekliyoruz. İklim değişikliği ve göç konusunda hayata geçirmeye planladığımız yeni yapısal düzenlemeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın ismini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyoruz ve bünyesinde İklim Değişikliği ve Koordinasyon birimi kuruyoruz. Bir diğer kurumsal reformu da göç konusunda yapıyoruz. İçişleri Bakanlığımıza bağlı Göç idaresini  Göç İdaresi Başkanlığına yükseltiyoruz.

TERÖRLE MÜCADELE: TEPELERİNE BİNİYORUZ

Türkiye'nin sanayi devrimini kaçırmasının, bilgi ve teknoloji devrinin gerisinde kalmasının nedeni, milletimizin geri kalması nedeni değildir. Tek parti faşizmi bu araçlardan biridir. Darbeler ve vesayet bu araçlardan biridir. Terör bu araçlardan biridir. Yaşadığımız her siyasi ve sosyal kaos beraberinde ekonomik kayıpları getirmiştir. 1960 darbesinden beri bu gerçeği sayısız örnekle görmek mümkündür. Doğu ve Güney Doğu bölgelerimizin geri kalmışlığını ortadan kaldıracak yatırımları yaptığımız bir dönemde, çukur eylemleriyle terörü tekrar hortlattılar. Bu tablo karşısında, milletimizin desteğiyle verdiğimiz tarihi mücadele sayesinde ülkemizi asırlık cenderelerden kurtardık. Terör örgütleriyle sınırlarımızda yüzleşmek yerine terör örgütlerini yerinde bitirmek üzere bir strateji geliştirdik. Terör ve teröristle beraber terörizmle de mücadele gerçekleştirdik. Kadınıyla genciyle çocuğuyla işçisiyle esnafıyla her kesimden insanımızın sorunlarını çözecek imkanlar sağladık. Askeri gücümüzü savunma sanayimizi geliştirerek sınırlarımızı korumak ve sınır ötesi operasyonlar için silah ve teçhizatlarımızı dışa bağımlılıktan kurtardık. Diyarbakır Anneleri'nin sevinçlerini paylaşıyoruz. Sadece bu yıl ikna yoluyla 153 terör örgütü mensubunun teslim olmasını sağladık. Son 5 yılda ise bini geride bıraktık. Sınırların ötesinde de PKK'sından DEAŞ'ına FETÖ'süne kadar terör örgütlerine nefes aldırmıyor, nereye kaçarlarsa tepelerine tepelerine biniyoruz.

"GÖÇ YÜKÜNÜ TEK BAŞIMIZA ÜSTLENMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Göç yönetiminde de yeni stratejileri uygulamaya alıyoruz. Geçmişte Balkanlardan, Kafkaslardan ve son olarak Suriye'den gelen büyük göç dalgalarını bu anlayışla göğüsledik. Sınırlarımız içinde yakaladığımız göçmen sayısı da 1 milyon 300 bini geçti. Bu göçmenlerin neredeyse tamamının hedefi Türkiye'de kalmak değil, Avrupa'ya hatta başka yerlere geçmek olduğunun altını da çizmek gerekir. Bu yükü tek başımız üstlenmemiz mümkün değildir. Meselenin her ne kadar verilen sözler yerine getirilmemiş olmasa da tamamen maddi yöntemle çözülemeyecek bir durumda olduğunu herkes kabul etmelidir. Biz sınırlarımız içindeki mevcut göçmen meselesini bir kısmını güvenli olarak geri dönmesini sağlamak, bir kısmını da programlarla ülkemize entegre olmasını sağlayabiliriz.

Odatv.com