“Erdoğan'la yeni bir dönem mevcut ekonomi politikalarının sürmesi demek”

İkinci turu Erdoğan alırsa ekonomide ne olur?

“Erdoğan'la yeni bir dönem mevcut ekonomi politikalarının sürmesi demek”

“Erdoğan'la yeni bir dönem mevcut ekonomi politikalarının sürmesi demek”

Türkiye’de iki güçlü adaydan birinin çoğunluğu elde edemediği, Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın beklenenden daha iyi bir performans sergilediği seçimin ilk turunun ardından gözler ikinci turda.

Seçim sonuçlarının ardından Türk Lirası değer kaybederek son iki ay içindeki en düşük seviyesine geriledi ve ABD doları karşısında 19.70’ten işlem gördü.

Seçimlerin ikinci tura kalması piyasalarda çalkantıya neden oldu. Borsa İstanbul'da seçim sonrası ilk fiyatlamalarda satış dalgası izlendi. BIST 100 endeksi güne yüzde 6,38 düşüşle 4 bin 489 puandan başladı. Sert düşüş sonrası endeks bazlı devre kesici uygulandı.

Açılışta satışların önemli bölümü bankacılıktan geldi. Bankacılık endeksi seçim sonrası yeni haftaya yüzde 9,5 düşüşle başladı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalıyor görünmesi nedeniyle Türkiye'nin kamu borçlarını ödeyememesi ihtimaline karşı risk primi altı ayın en yüksek seviyesine çıktı.

Standard & Poors (S&P) Global Market Intelligence'a göre, Türkiye'nin beş yıllık kredi temerrüt takası (CDS) Cuma günkü seviyelerden 105 baz puan artarak 597'ye yükseldi. Bu, 2022 yılı Kasım ayından bu yana en yüksek seviye.

“Makroekonomik belirsizlik sürecek”

Reuters haber ajansının cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasının Türk ekonomisine ne gibi yansımaları olacağı konusunda görüş aldığı uzmanlar, 28 Mayıs'ta yapılacak olan ikinci tura kadarki iki haftalık süreçte makroekonomik belirsizliğin süreceği öngörüsünde bulundu.

Gelişmekte olan ekonomilere ilişkin veri analizi yapan Dubai'daki Tellimer firmasından Hasnain Malik, “Türk varlıklarını izleyen spekülatörler için beklentiler hızla Kılıçdaroğlu'nun ilk turda olası bir zaferinden, en iyi ihtimalle Erdoğan'ın ittifakının parlamentoda çoğunluğu kazanmasıyla ikinci turda hükümetin ikiye bölünebileceği, en kötü ihtimalleyse Erdoğanomiks için yeni bir onay çıkacağı olasılığına dönüştü” dedi.

Malik, “Ortodoks ekonomi politikalarına herhangi bir geri dönüş olmazsa, ki bu da kısa vadede kendi sancılı adımlarını içeriyor, Türk Lirası varlıklarına yönelik yatırımlar, devalüasyonun piyasalarla uyumsuz olan faiz politikasını yansıtmaya yeterli olup olmayacağı tartışmalarının arasına sıkışıyor” şeklinde konuştu.

Credit Suisse'ten Onur Müminoğlu ise piyasaların ilk turdan net bir sonuç çıkmamasının, en az iki hafta için makroekonomik ve siyasi belirsizliklere işaret ettiği görüşünde.

Müminoğlu, “Bankalar, perakendeciler, büyük piyasa sermayesine ve çeşitliliğe sahip holdingler gibi iç piyasaya yönelik sektörler makro-siyasi gelişmeler karşısında çalkantıya daha açık olarak algılanabilir, yatırımcılarsa döviz ve lira trendlerini sanayi ihracatçıları için takibe alabilir” şeklinde konuştu.

Merkezi Londra'da bulunan sermaye piyasası şirketi CANDRIAM'dan kıdemli fon yöneticisi Richard Briggs de, “Yerel müdahalelere rağmen döviz çok az kıpırdadı. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarda kalırsa yakın vadede bu durum büyük olasılıkla süreklilik gösterir. Ancak bu, Merkez Bankası ve yerel bankaların büyük müdahaleleri pahasına olur ve Türkiye için daha fazla dengesizlik yaratır” dedi.

İkinci turu Erdoğan alırsa ekonomide ne olur?

Sermaye piyasaları firması SEAPORTGLOBAL'dan gelişmekte olan ekonomiler kredi analizi uzmanı Himanshu Porwal, Erdoğan’ın ikinci turu kazanması halinde ekonomi cephesinde olasılıkları değerlendirdi.

Porwal bu duruma ilişkin olası senaryoları, “Piyasalarda tasfiye başlar, ödemeler dengesi tutturulmaz, Erdoğan lirayı kurtarmak için faizleri arttırmaz. Bu durumda ya daha fazla döviz rezervi elde edip lirayı kurtarmak için Putin, Muhammed bin Selman ya da Muhammed bin Zayid el Nahyan gibi dostlarından birini arar. Ya da sermaye kontroluna gider veya liranın batmasına izin verir. Ben sonuncu seçeneğe gideceğini düşünüyorum ve sanırım burada gerçek makro-mali risklerin arttığını görüyoruz. Erdoğan pes etmeden ve faiz artışına gitmeden önce mevduat sahipleri bankalara akın eder. Bir dolar 35 liradan işlem görür” şeklinde konuştu.

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's uzmanlarıysa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin, mevcut olağandışı ve sürdürülemez politikaların devamına; çok yüksek ve kalıcı enflasyon riskiyle ağır döviz baskısının hakim olduğu makro-ihtiyati önlemlere işaret edeceğini düşünüyor.

Moody's uzmanları, “Buna karşın Kemal Kılıçdaroğlu'nun elde edeceği bir zafer, ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüş olasılığını arttırır. Bu politikalar etkili şekilde uygulandığı takdirde, devletin kredi profilini uzun vadede olumlu şekilde etkiler” şeklinde konuştu.

Uzmanlar, son iki yılda uygulanan ağır önlemlerin kaldırılmaya başlanmasının zor olacağı, bunun ekonomi politikalarında yanlış adım atma riskini beraberinde getireceği ve aradaki dönemde ekonomik ve mali çalkantı riskinin yüksek olduğu görüşünde.

“Piyasa belirsizliği sevmez”

Özel sermaye şirketi A1 CAPITAL'dan Mehmet Baki Atılal ise, “Piyasa belirsizliği sevmez, geçen hafta özellikle bankacılık sektöründe satılan hisselerin belirsizlik ortamında satın alınması beni şaşırtmadı. BİST'te düşüş var, 4400-4300 bandında konsolide olmaya çalışacak. Piyasalar, ekonomiyi yönetecek isimlere ve politikanın ne olacağına bakacak, sonra yükselmesini bekleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Yatırım yönetimi firması STATE STREET GLOBAL ADVISORS makro politika araştırmaları başkanı Elliot Hentov da, “Erdoğan'ın ikinci tur seçimlere olumlu havada giriyor olması ve seçimin sonucu hakkında biraz daha rahatlayabilmesi, önümüzdeki iki haftanın görece sakin geçeceğine işaret” ifadelerine yer verdi.

Mali hizmetler firması ING'den James Wilson ise “Hükümet lirayı sabit tutmaya odaklanacak, bu nedenle piyasa hissiyatındaki kaymaların çoğu CDS (kredi risk primi) ve dolar tahvil alanında gözlenecek” dedi.

“Mevcut hükümet, seçimler sonrasında düşük faiz uygulamasını koruma konusunda son derece açık bir tavır ortaya koydu” hatırlatmasını yapan Wilson, “Ancak krizlere yanıt verme konusunda geçmişte pragmatik davranışların işaretlerini de gördük. Bu nedenle lira üzerindeki daha ciddi baskılar, hükümet açısından piyasa hissiyatına istikrar kazandırmak için en azından geçici süreliğine eninde sonunda bir politika değişikliğine gitme anlamına gelebilir” ifadelerini kullandı.

Sermaye piyasası şirketi In Touch'dan ise “Cumhurbaşkanı yeniden seçildiğinde/seçilirse lira çok daha serbest şekilde işlem görecek. Kamu bankaları büyük olasılıkla müdahaleden kaçınacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bir U dönüşü yapması olasılığının düşük olduğu ve faizleri arttırmayacağı göz önünde alındığında lira, Erdoğan'ın yeniden seçilme şeklindeki siyasi emelini elde ettiği takdirde hızla değer kaybedebilir” yorumu geldi.

Goldman Sachs'ten Clemens Grafe ve Başak Edizgil de, “Faizler ve CDS piyasa dinamikleri döviz piyasasına bağlı olacak. Ancak ikinci tur seçimlere sadece iki hafta olduğu ve sonuçların mevcut iktidarın beklenenden daha yüksek olasılıkla seçilmesine işaret ettiği bu ortamda döviz akışı devam edecek ve ikinci tur seçime girerken dövizdeki çalkantılar kontrol altında tutulacak gibi görünüyor. Bununla beraber eninde sonunda Türk Lirası'nda bazı ayarlamalar yapılması zorunluluğunun ortaya çıkacağını düşünüyoruz” yorumunda bulunuyor.

VOA