Erken seçim için ne dedi?

“2019’da yıkım bekleyenler hüsrana uğradı” 

Erken seçim için ne dedi?

Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

aselvi@hurriyet.com.tr

Erken seçim için ne dedi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yılını değerlendirip 2020 yılına ilişkin perspektifi ortaya koyduğu basın toplantısını izledim.

Önce Erdoğan’ın açıklamalarından çıkardığım iki sonucu paylaşayım.

1) Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde değişiklik olmayacak. Erdoğan sorunların yüzde 98’inin yeni sistemden değil, eski sistemin alışkanlıklarından kaynaklandığını söyledi.

2) 2020’de erken seçim yok. Erdoğan erken seçim yok demedi ama ben o sonucu çıkardım. Çünkü 2020’yi ekonomide şahlanış yılı ilan etti. Erken seçim tartışmalarına kapıyı kapattı.

Erdoğan’ın mesajlarına gelince...

“2019’da yıkım bekleyenler hüsrana uğradı” dedi. Ekonomide en zorlu dönemin geride kaldığına işaret etti.

2020 yılını ise adeta ekonomi yılı ilan etti. “2020 şahlanış yılı olacak” dedi.

İHA’ları, SİHA’ları anlatırken heyecanına diyecek yoktu. “Atmaca geliyor atmaca” derken, gözlerinden oğlunun askerden geldiği haberini alan annenin mutluluğu okunuyordu.

Ekranda yerli otomobili görünce, evinin önüne ilk arabasını çeken aile reisi kadar heyecanlıydı.

2019 yılını Suriye’de terör koridoru planlarının bozulduğu yıl olarak ilan etti. 2020’de çözümü önceleyen bir tavır ortaya koydu.

Belli ki 2020, Libya yılı olacak. Belli ki Erdoğan, Libya’daki meşru hükümeti ayakta tutmak için elinden gelen her şeyi yapacak. “Ülkemizi Akdeniz sahillerine hapsetme planını bozduk” dedi. Libya’ya asker göndermeyi sürdüreceğimizi söyledi.

Erken seçim için ne dedi

O SORUYU SORMAYA UTANDIM

KADIN voleybol takımımız Hollanda karşısında maçı 2-0’dan 3-2’ye getirirken biz de ekran başında hop oturduk hop kalktık.

Filenin sultanları Almanya’yı devirerek 2020 Tokyo Olimpiyatları vizesini aldılar. Onların sahada yaşadığı heyecanı, mutluluğu, nerede bir Türk vatandaşı varsa yüreğinde hissetti. Bir milletin gururu oldular.

Kadın voleybolcularımızdan birisi de Naz Aydemir Akyol. Benim gibi siyaset kulisi yazan ama sporcularımızın başarısıyla da iftihar eden biri olarak, Naz kucağında çocuğuyla verdiği röportaj sırasında dikkatimi çekti. Hem başarılı bir sporcu hem başarılı bir anne olabilirsiniz. Hem milli formayı hem anneliği güzel bir şekilde taşıyabilirsiniz. O nedenle milli voleybolcumuzla konuşmak istedim. Ona antrenman yaparken ulaştım.

O ANIN HEYECANI

Hâlâ üzerinde Tokyo Olimpiyatları’na gitme hakkını kazandıkları anın heyecanı vardı. O an ne hissettiklerini sordum.

“Çok büyük bir mutluluk ve gurur duyduk. Bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Milli maçlarda çok ağır bir sorumluluk hissediyorsunuz omuzlarınızda. Milli formayı giymek, göğsünde o bayrağı taşımak çok büyük bir sorumluluk gerektiriyor. O duyguyla çıkıyoruz maçlara. O nedenle mutluluk ve gururu bir arada yaşadık” dedi.

Bence milli formanın hakkını fazlasıyla veriyorlar. Onlar bu milletin yüz akları.

OĞLU PAMİR 14 AYLIK

Peki 2020 Tokyo Olimpiyatları’ndaki hedefleri ne?

“Olimpiyatlar sporun zirve noktası. Her sporcu kürsüde yer almak ve olimpiyat madalyasını boynunda taşımak ister. Biz de onu istiyoruz. Ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye ve milli formanın hakkını vermeye çalışacağız” derken inançlıydı.

Onları olimpiyat kupasını kaldırırken izlemeyi dileriz.

Bu arada oğlu Pamir’in 14 aylık olduğunu öğreniyorum. Peki kamplara giderken, yurtdışı maçlarda Pamir’i de yanında mı götürüyor? Evet, götürüyormuş. Kendi ağzından dinleyelim:

“Milli takıma davet edildiğimde ‘Seve seve gelirim, benim için gurur verici ama Pamir’in de olmasını sağlayacak imkânları hazırlayabilir misiniz?’ dedim. İlk şartım Pamir oldu. Onlar da ‘Seve seve karşılarız’ dediler. Kamplara, maçlara, yurtiçinde, yurtdışında nereye olursa olsun Pamir’le birlikte gidiyoruz. 14 aydır Pamir’i emziriyorum. Maçtan önce de maçtan hemen sonra da Pamir’le ilgilenmem gerekiyor ama o bana ayrı bir motivasyon sağlıyor. Oteldeki odamızı oyuncaklarla dolduruyoruz, ona okuduğumuz kitapları yanımıza alıyoruz, otel odasını evdeki odasına benzetiyoruz. Pamir’in varlığı benim az uyumama neden oluyor ama onun varlığı dünyalara bedel oluyor. Bir anekdot aktarayım. Final maçlarını oynamak için Hollanda’ya giderken Pamir küçük bir kaza geçirmiş, dikiş atılmıştı. Dikişleri almak için Pamir’in uyumasını bekledik, uyudu, gece doktorumuzla birlikte dikişlerini aldık.”

GENÇ KIZLARA IŞIK OLMAK

Hem başarıları hem anneliği ile genç kızlarımıza da rol modeli oluyor. Bunu dediğimde milli sporcumuz çok mutlu oluyor.

“Bunu duymak ne kadar güzel” diyor. “Kız çocuklarının kurdukları hayallere ışık tutmak ne kadar mutlu ediyor beni bir bilebilseniz. Kız çocuklarının hayal kurmasını sağlayabilmek ne kadar önemli. Bunu yapabiliyorsam kendimi çok mutlu hissedeceğim” diyor.

Bu konuda yazdığı kitaplar var. İki kitabı var Naz Aydemir Akyol’un. “Üçüncü kitap yolda” diyor. Kitaplarını, kendi hayat hikâyesinden yola çıkarak hazırladığını söylüyor.

Elbette ki daha çok sorulabilirdi ama burada bitirmek istedim. Peki sizce de bu söyleşide bir eksik yok mu? Hani filenin sultanlarının kıyafetlerine söz etmişti ya bir belediye başkanı... Onu sormadım, ay-yıldızlı formayı başarıyla temsil eden kadın voleybolcularımıza o soruyu sormaya utandım.

 

Abdulkadir Selvi / HÜRRİYET