İdlib: Kırılgan ateşkes sürecek mi?

İdlib'de, Mart başında ilan edilen kırılgan ateşkes devam ediyor.

İdlib: Kırılgan ateşkes sürecek mi?

Türk askerine yönelik saldırı haberlerinin gelmeye devam ettiği İdlib'de, Mart başında ilan edilen kırılgan ateşkes devam ediyor.

Ancak Suriye ordusu ilerlemek için hamleler yaparken son dönemde İran'a bağlı milisler de bölgeye konuşlandı. Türkiye de gözlem noktalarını ve üslerini güçlendirdi.

Şubat ayında Şam yönetiminin operasyonu sebebiyle çatışmaların yoğunlaştığı ve 34 Türk askerinin Suriye ordusunun saldırısında hayatını kaybettiği İdlib'de, 5 Mart'ta ateşkes ilan edilmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Moskova'da 6 saatlik bir görüşme yapmış; ardından M4 karayolu üzerinde 12 kilometre genişliğinde bir güvenli koridor oluşturulması ve burada ortak devriye görevi yürütülmesi üzerinde uzlaşılmıştı.

Erdoğan ve Putin, 5 Mart'ta Moskova'da bir araya gelmişti
Erdoğan ve Putin, 5 Mart'ta Moskova'da bir araya gelmişti

İlk devriye, tam da koronavirüs salgınının hızla tüm dünyaya yayılmaya başladığı Mart ortasında, 15 Mart'ta yapıldı.

HTŞ ve Huraseddin örgütleri güç mü kazanıyor?

Bölgenin neredeyse tamamını kontrol eden El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir el Şam (HTŞ) örgütü, bu ortak devriyelere karşı eylemler düzenledi.

Devriyelerin yapıldığı M4 karayolunun çevresinde el yapımı bomba yerleştirerek, hendek kazarak, barikat kurarak, ateş yakarak engel olmaya çalıştı. Türkiye, yolun yeniden asfaltlanması görevini üstlendi.

M4 karayolu üzerinde ateş yakıldı
M4 karayolu üzerinde ateş yakıldı

BBC Türkçe'ye bilgi veren Türk güvenlik kaynakları, bu eylemlerde, El Kaide'yle bağının kalmadığını iddia eden HTŞ'nin yanı sıra El Kaide'ye doğrudan bağlılık bildiren Huraseddin örgütünün de rolü olduğu görüşünde.

Huraseddin ile birlikte Ensar el Tevhid, Ensar el Furkan örgütleri de doğrudan El Kaide lideri Zevahiri'ye bağlı bildiren, Afganistan, Irak ve diğer Arap ülkelerinden gelen savaşçıların çoğunluğunu oluşturduğu yaklaşık 2 bin kişilik bu grup da İdlib'de bu süreçte daha aktif rol oynamaya başladı. IŞİD lideri Bağdadi de, Ekim ayında ABD'nin düzenlediği operasyonda öldürülene kadar birkaç ay boyunca Huraseddin komutanlarının evinde saklanmıştı.

Bölgedeki gücünü Huraseddin'le paylaşmak istemeyen HTŞ, 2018'de kurulan grupla kırılgan bir işbirliği içinde.

İki örgütün devriyelere karşı yürüttüğü eylemler, 15 Mart'tan bu yana 3 Türk askerinin hayatını kaybetmesine yol açtı.

19 Mart'ta Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) açıklamasında "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde (İGAB) görevli unsurlarımıza bölgedeki bazı radikal gruplar tarafından yapılan roketli saldırı sonucu 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 1 kahraman silah arkadaşımız da yaralanmıştır. Bölgede tespit edilen hedefler derhal ateş destek vasıtalarımız ile ateş altına alınmış ve misliyle karşılık verilmiştir" denildi.

27 Mayıs'ta da İdlib'de yol kenarına yerleştirilen el yapımı bombanın patlaması sonucu bir Türk askeri hayatını kaybetti. Güvenlik kaynakları, bu bombanın da bu gruplar tarafından yerleştirildiği bilgisini veriyor.

Türkiye'nin İdlib'deki gözlem noktalarından birinin önünde eylem düzenlendi
Türkiye'nin İdlib'deki gözlem noktalarından birinin önünde eylem düzenlendi

İdlib'de bazı gruplar, Türkiye'nin askeri noktaları önünde de eylemler düzenliyor. Ankara, bunları HTŞ'nin "gövde gösterisi yapmak için" organize ettiği görüşünde. HTŞ için ana yollar, kontrol noktalarında ciddi bir gelir elde ettikleri için de önemli.

İdlib'deki saldırılar HTŞ ve Huraseddin gibi radikal örgütlerin eylemleriyle sınırlı değil.

Suriye ordusu M4'ün güneyini vuruyor

5 Mart'taki mutabakat metninde Rusya ve Türkiye'nin "terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından 'terörist' olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması için birlikte çalışmaya devam edecekleri" ifadeleri de yer aldı.

İki örgüt de 'terörist' olarak görüldüğü için Beşar Esad'ın kontrolündeki Suriye ordusu, İdlib'de ilerlemek için bu örgütlerle mücadele edeceğini belirtiyor ve 5 Mart'ta belirlenmiş olan cephe hattından ilerlemeye çalışıyor. Cephe hattında bu sebeple zaman zaman küçük çaplı çatışmalar çıkıyor ve top atışları yapıyor.

Mutabakatta M4 karayolunun güneyinde kalan ve o dönem muhaliflerin elinde olan bölgeyle ilgili net bir ifade yoktu. Suriye ordusu, 7 Mart'ta bölgeyi vurmaya başlamıştı.

İdlib

İdlib'de ateşkesin henüz ilan edildiği Mart ayında, Suriye ordusunun bu operasyonlarından birinde bir Türk askeri hayatını kaybetti.

Türkiye daha fazla Suriyeli muhalifi İdlib'e kaydırdı, üslerini güçlendirdi

Türkiye, hem Suriye ordusunun hem de radikal grupların eylemleri karşısında önlem almak için Suriye'deki gözlem noktalarını ve üslerini güçlendirdi. İdlib'de Türkiye destekli muhalif gruplar içinde yer alan bir komutana göre, şu an İdlib'de 100'den fazla Türk askeri noktası var. Bunların bir kısmı da M4'ün güneyinde kalan bölgede.

HTŞ ile birlikte bir başka radikal grup olan Türkistan İslam Partisi'nin de bulunduğu Cisr eş-Şuğur da bunların arasında. Cisr eş-Şuğur, Rusya'nın desteğiyle Suriye ordusunun her operasyonda hedef aldığı ve yoğun bombardımana tuttuğu bölgelerden biri. Suriye ordusunun bu cepheye son dönemde takviye kuvvet gönderdiği belirtiliyor. Ateşkesin sona ermesi halinde, her operasyonda olduğu gibi ilk hedeflerden biri olması muhtemel.

Suriye'de radikal gruplar, Türkiye ve Rusya'nın devriye görevi yapan tanklarını durdurduSuriye'de radikal gruplar, Türkiye ve Rusya'nın devriye görevi yapan tanklarını durdurdu

Aynı muhalif komutan, hem M4 karayolunda hem de Türk askeri mevzilerinin olduğu bölgelerde görev yapmak üzere 5 bine yakın Suriyeli muhalifin Türkiye'de "askeri polis" olmak üzere eğitim gördüğünü söyledi. Afrin ve Cerablus'ta görev yapmak üzere Türkiye desteğiyle kurulan Suriye Milli Ordusu'ndan büyük bir grup savaşçının da İdlib'e kaydırıldığı bilgisini verdi.

Türkiye'nin Rusya ile Eylül 2018'de imzaladığı Soçi Mutabakatı kapsamında İdlib çevresinde kurduğu 12 gözlem noktasından bir kısmı, 5 Mart'a kadar süre operasyonlarda Suriye ordusunun ele geçirildiği bölgelerde kalmıştı. Ankara'daki güvenlik kaynakları, bu gözlem noktalarına ikmal ve takviyelerle görev değişikliklerinin sürdüğünü, buralara erişim için Suriye istihbaratı ve askeriyle istihbaratın eskiden olduğu gibi Rusya üzerinden sağlandığını belirtiyor.

Esad, Ekim 2019'da İdlib'in güneyindeki askerleri ziyaret ettikten sonra geniş çaplı operasyon başlamıştı
Esad, Ekim 2019'da İdlib'in güneyindeki askerleri ziyaret ettikten sonra geniş çaplı operasyon başlamıştı

İran'a bağlı milisler de İdlib'de

2019 sonunda başlayan ve 5 Mart'a kadar süren operasyonlarda İran'a bağlı az sayıda milis gücü rol oynamıştı. Mevzileri İdlib'in batısındaki bazı bölgelerle sınırlıydı.

Ancak ateşkeste uzlaşıldıktan birkaç gün sonra, İran'ı sert bir şekilde vuran koronavirüs salgınına rağmen Şii milis güçler batıdaki varlıklarını güçlendirdi ve M4 karayolunun güneyinde, Suriye ordusunun vurmaya başladığı bölgede varlık göstermeye başladı.

Fikirturu adlı internet sitesine yazdığı yazıda İranlı milis grupların hareketine dair detaylı bilgi veren SGA Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Suriye uzmanı Doç. Dr. Serhat Erkmen, İran'ın bölgede 9 bin kişilik bir milis gücü oluşturduğunu belirtti.

Erkmen'e göre Halep'in batısında, son operasyonlarında Türk ordusuyla çatışmaların yoğunlaştığı ve 5 Mart öncesi yeniden Suriye ordusunun kontrolüne geçen Serakib civarına yeni milis güçleri yerleştirildi.

Bayram öncesi İdlib şehir merkezinde pazar kuruldu
Bayram öncesi İdlib şehir merkezinde pazar kuruldu

Bu bölgedeki milisler Türk askeri konvoylarına birden fazla saldırıda bulunmuş; TSK'nın karşılık vermesi üzerine onlarca milis hayatını kaybetmişti.

Ankara'ya göre İran tarafından gelen hareketlilik de daha çok "gövde gösterisi" niteliğinde. BBC Türkçe'ye İdlib'deki son durumu değerlendiren bir güvenlik kaynağı, "İdlib'de söz sahibi olan İran değil, Rusya ve Türkiye'dir" diyor.

BBC TÜRKÇE