İYİ Parti masadan kopar mı?..

HDP ağzıyla konuşarak İYİ Parti tabanını sürekli tahrik ediyor

İYİ Parti masadan kopar mı?..

İYİ Parti masadan kopar mı?..


Büyük tartışma yarattı… Ancak hep tavanda ne denildiğine bakılıyor!.. Asıl önemlisi taban. Altılı masada kilidi çözecek anahtarı elinde tutan İYİ Parti’nin taban reflekslerini ıskalayan her kim olursa olsun evdeki hesabın çarşıya uymadığını bir kez daha acı acı tecrübe edebilir!..

İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi Bilal Karaca, son gelişmeler üzerine herkese ve de her yere mesaj olacak nitelikte değerlendirmeler yaptı. Karaca, “CHP politbürosunun altılı masaya dayatma yaptığı” düşüncesinde. Bilal Karaca, “CHP politbürosunun dayatmasına” iktidar mahfillerinin de işine geldiği için destek verdiğini söylüyor.

Bilal Karaca, “Alternatif adayları sindirmeyi, farklı düşünceleri baskılamayı ve kendi müttefiklerinin seçmen kitlesini zayıflatarak kendilerini masada daha belirleyici bir pozisyona taşımayı ‘politika’ olarak benimsemiş olan bu yapı, muhalif seçmene bütüncül bir siyasi bir perspektif sunamadığı gibi, parti tabanlarında endişeye ve farklı siyasi/psikolojik ittifak arayışlarına neden olmaktadır” diyor.

★★★

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, etrafındaki “danışman” kadrolarından bir süre uzaklaşıp Bilal Karaca’nın şu değerlendirmelerini iyi analiz etmeli;

-Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması ile CHP’de kartların yeniden dağıtılacağı ve ortaya çıkacak selden kütük kapmaya hazırlanan bir kısım ‘papucu dama atılmış’ CHP’li de boş durmuyor. Bunlar HDP ağzıyla konuşarak İYİ Parti tabanını sürekli tahrik ediyor, Akşener’i masadan kaldırmaya, Kılıçdaroğlu’nu CHP-HDP ittifakının adayı olmaya ikna etmeye çabalıyor, hatta kendi kendilerine bakanlıklar bile dağıtıyorlar.

-Ülkenin ekonomik koşullarının giderek ağırlaştığı ve iktidarın kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünen bu kesimler adeta bir ‘özgüven zehirlenmesi’ yaşamaktadırlar. Muhalif kesimlerdeki Erdoğan karşıtlığının milli ve manevi hassasiyetlere bile galebe çalacağı naifliğine kapılıyorlar. Hesaplarının matematiğini, Kılıçdaroğlu’nun HDP desteği ile ikinci turu garantileyeceği ve ikinci turda Erdoğan karşıtlarının tümünün Kılıçdaroğlu’na kerhen de olsa destek vereceği gibi, Türkiye gerçekliğiyle bağdaşmayan bir varsayıma dayandırıyorlar.

Ancak, ‘kazın ayağı öyle değil.’ Hem CHP, hem de İYİ Parti tabanı, gerek CHP politbürosunun gerekse Kürtçü Sol’un bu tür söylemlerinden ciddi endişe duymaktadır. Kılıçdaroğlu’nun adaylık dayatmasının seçimi kaybettirebileceğinden, HDP ile ortaklığın ise CHP bünyesinde telafisi imkânsız hasarlara yol açabileceğinden kaygılanmaktadırlar.

Bu dayatmacı tutumlar karşısında başta İYİ Parti seçmeni olmak üzere tüm milli duyarlığa sahip kesimler Akşener’den böyle bir oldu-bitti karşısında hazırlıklı olmasını beklemektedir.

-Özellikle sosyal medya mecralarında giderek yoğunlaşan tartışmalardan, masanın dağılma veya CHP’nin farklı bir mecraya savrulması olasılığı karşısında, CHP ve diğer partilerdeki merkez sağ, muhafazakâr ve ulusalcı/milliyetçi seçmenin desteğini alabilecek bir Cumhurbaşkanı adayının arayışı içerisine girdikleri görülüyor. Bu noktada milliyetçi muhafazakâr geçmişleri nedeniyle daha çok İlhan Kesici ve Mansur Yavaş isimleri öne çıkarılmaktadır. Bu isimlerin hem Cumhur İttifakı bileşenlerinden hem de CHP’nin milli hassasiyetleri yüksek kesimlerinden destek bulabilecekleri ve seçimi kazanabilecekleri kanaati açıkça dillendirilmektedir. Elbette Türk milliyetçileri 2023 seçimlerinde adaysız kalmayacaklardır.

★★★

Akşener, CHP politbürosunun ittifakı zehirleyebilecek örtülü girişimleri karşısında, masadaki birlik ruhunu ayakta tutarak Türk Milleti’nin umutlarını sürdürebilmek adına gerekli uyarıyı lisan-ı münasiple yapmıştır. ‘Kazanacak ortak aday’ taahhüdü ve Cumhurbaşkanı Aday kriterlerinin bizzat Kılıçdaroğlu tarafından masaya getirildiğini, kendisi tarafından da itiraz edilmeyerek kabul edildiğini, bu bağlamda fikrî takibin, yani ahde vefanın önemli olduğunu açıkça ifade etmiştir. Buna karşılık Kılıçdaroğlu da aday belirleme ve ittifakı sürdürme konusunda masada verdiği sözleri tutacağını beyan etmiştir. Bu açıklamalar muhalif seçmeni rahatlatmış, güven ve umut tazelemiştir.

Ancak bu beyanlar yeterli değildir. Hızla ‘usulî’ ittifakın ‘esasî ittifaka’ dönüşerek muhteva kazanmasına, tavandan tabana doğru yayılmasına ve tüm partilerin seçmen kitleleri tarafından özümsenmesine ihtiyaç vardır. Seçmenin dikkatinin kimin aday olmak istediğinden ziyade, ‘kiminle kazanılacağı’ istikametine doğru yoğunlaştırılması gerekmektedir.

-Mutedil muhalif seçmen, Kılıçdaroğlu’nun, politbüronun parti içi hesaplarına prim vermeyeceğine, Akşener’in de merkez sağ seçmenin oy verebileceği ve seçimi kazanabilecek bir adayın belirlenmesi konusunda masanın diğer ortaklarını ikna edeceğine inanmakta ve güvenmektedir. Her iki lider de geçmişte yaptıkları fedakârlıklarla, şahsi hırs ve ihtiraslarını aşmış olduklarını, amiyane tabirle ‘gaza gelmeyeceklerini’ kamuoyuna defalarca ispat etmişlerdir.

-Kılıçdaroğlu 2018 de Muharrem İnce’yi aday yaparak, İYİ Parti’nin seçimlere katılmasına katkı sağlayarak, Akşener de yerel seçimlerde hiçbir hesap gözetmeden CHP adaylarına güçlü bir destek vererek ve 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını daha baştan ilan ederek ‘düzeni değiştirme’ ve ‘seçim kazanma’ konusunda irade ve kararlılığını gösterebilmişlerdir. Değişim rüzgarlarının daha kuvvetli estiği bu seçimde aynı kararlılık ve irade neden sürdürülmesin ki.

https://www.korkusuz.com.tr/iyi-parti-masadan-kopar-mi.html

AHMET TAKAN / KORKUSUZ