Koç ailesi neden suskun?..

Putin'in rolü ne?

Koç ailesi neden suskun?..

Koç ailesi neden suskun?..


“Ahmet Takan, Necip Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili geçenlerde bir yazı yazdın. Sonra devamını getirmedin?”..

Aramızdaki diyalog sonra şöyle gelişti:

-Ne o?  Sende yeni bir bilgi mi var? Ben mi atlıyorum yoksa?

-Olanlara dikkatle bak!..

Dostum, cep telefonunu çıkardı. Saray’ın  medyada amiral gemisi olarak bilinen Sabah gazetesinde yazan Mahmut Övür’ün  peş peşe kaleme aldığı yazılarını önüme koyuverdi. Ve sonra sordu:

“Sence, bunlar tesadüfen mi yazılmıştır?”…

★★★

Dikkatle okudum o yazıları… Ve tarih sıralamasına riayet ederek, bazı alıntılar yaparak sizlere de haber vermeye karar verdim:

-31 Temmuz Pazar… Levent Göktaş hangi ‘derin yapı elemanı?..

-Göktaş’ı şüpheli yapan süreç, MİT’in Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili Ukrayna’da yakalayıp getirdiği eski Özel Kuvvetler mensubu Yüzbaşı Gökhan Nuri Bozkır’ın itiraflarıyla başladı. Yani süreci devlet başlattı.

-Eski Özel Kuvvetler’de önemli görev yapan Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Altan Bora, Bülent Kutsal, Kamil Metin, Tan Dervişoğlu gözaltına alındı, Levent Göktaş ise kaçtı.

-Görünen o ki bu süreç, adı geçenlerle sınırlı kalmayacak, FETÖ ve PKK gibi terör yapılarını da aşan ve daha “derinleri” de hedef alan bir sürece dönüşecek. Çünkü Türkiye’de NATO süreciyle birlikte belki de dünyada örneği az bulunan birbiri içine geçmiş ve kimin kimi kullandığı belli olmayan derin yapılar oluşturuldu. Bunun en bilineni Gladyo’dur.

★★★

-2 Ağustos Salı… İnan Kıraç gerçeği…

-Eski Özel Kuvvetler mensubu Levent Göktaş’ın Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili aranırken son uğradığı adreslerden birinin, avukatlığını yaptığı İnan Kıraç’ın holdingi olması geçmişe yönelik çok sayıda soru işaretini akla getirdi.

Çünkü biri Türkiye’nin siyasi tarihinin en karanlık olaylarında rol oynadığı varsayılan bir kurumun önemli ismi, diğeri de siyaseti dizayn ettiği bilinen dışa bağımlı İstanbul sermayesinin en etkili ismi.

-İnan Kıraç’lar da bu karanlık dönemin işadamlarıydı. Dışa bağımlılıkları tartışılmaz bu işadamları, kendilerini “siyaset üstü” ilan etseler de yakın tarihin her döneminde siyasete müdahale etmekten geri durmadılar. Yeri geldi 70’lerdeki gibi gazetelere ilan verdiler, yeri geldi tehdit ettiler, yeri geldi en son Gezi kalkışmasında olduğu gibi hükümeti düşürmeye kalkıştılar.

-O çizginin son yıllardaki en önemli temsilcisinin İnan Kıraç olduğuna şüphe yok. Geriye dönüp bakın, siyasette ne zaman bir sıkışma ve kaos yaşandıysa adı ilk duyulan isim Kıraç’tı.

-Cumhuriyet mitinglerini bir yana bırakıyorum, mesela siyasi tarihimizin en kirli ve karanlık olayı CHP’yi dizayn eden “Kaset Operasyonu” öncesi ve sonrasında en çok onun adı duyuldu.

-Kıraç’ın müdahil olduğu siyasi olaylar bu kadarla sınırlı değil; 1995’te Tansu Çiller’i yanıltmaktan, 2 bin sonrası İlhan Selçuk, Hüsamettin Cindoruk, Süheyl Batum ve Gürsel Tekin’le özel buluşmalara kadar sürekli siyasetin içindeydi.

Anlaşılan örnek aldığı “Fiat Modeli” yerine “karanlık” bir modeli tercih etmesi ilk kez bu kadar net ortaya çıkıyor. Bu milat olabilir.

★★★

-5 Ağustos Cuma… Göktaş, Ali Koç’un avukatı mı?..

-Günlerdir hatta yıllardır bile denilebilir, MAK Komutanı Levent Göktaş eksenli çok sayıda olayı anlamaya ve çözmeye çalışıyoruz.

-Ergenekon’dan yargılanan, MİT müsteşarı olmak isteyen, Necip Hablemitoğlu cinayetiyle suçlanan, Koç’un damadı Kıraç Holding’in sahibi İnan Kıraç’ın avukatlığını yapan, aynı zamanda kurduğu savunma sanayii şirketiyle de devletle ilişkisi olan bir isimden söz ediyoruz.

-İşin bir ayağında da Enver Altaylı’dan Mustafa Özcan’a uzanan FETÖ var. Nedense bu tür kirli ve karmaşık olaylar ya kritik görevlendirmeler ya da kritik seçim öncesi patlıyor ve giderek karmaşık bir hâl alıyor.

-Hedefin ne olduğu, kimin kiminle kapıştığı ve kimlerin hangi hesap peşinde olduğu belli değil. Böyle zamanlarda imdadıma, geçmişte de sık sık başvurduğum, karanlık ilişkileri ve yeraltı dünyasını iyi bilen “derin ses” yetişiyor.

-Her zamanki gibi ketum olsa da söze, “Bakış açınızı değiştirin” diye başladı ve çok çarpıcı bir iddia ortaya attı:

“Herkes Göktaş’ın İnan Kıraç’ın avukatı olduğunu yazıp duruyor. Acaba Ali Koç’un da avukatlığını yapmış olabilir mi? Neden kimse bunu sorgulamıyor?”

Sonra da şöyle bir not düşüyor: “İnan Kıraç yaşlı biri. O, sahip olduğu Karsan şirketiyle ilgili Nahum’larla karşı karşıya gelirken, Koç ailesi neden damatlarıyla hiç ilgilenmedi?”

-Koç ailesi, İnan Kıraç’ı yalnız mı bıraktı bilmiyorum ama en azından şu sorunun cevabını ben de merak ettim: Sahi Levent Göktaş, Ali Koç’un da avukatı mıydı?

-İşin bir yanında böyle bir fotoğraf var, öteki yanı ise çok daha karmaşık ve girift… Sadece iş dünyasına değil, devletin içindeki aktörlerden ABD’ye, hatta FETÖ’ye kadar uzanan derin bir kavgadan söz ediliyor. İşin ne kadar derin ve karmaşık olduğu da Türkiye’nin ciddi bir mücadele vererek Ukrayna’dan getirdiği Gökhan Nuri Bozkır’ın ifadelerinde saklı. Bozkır’ın birkaç senaryo anlatarak kafaları karıştırdığı söyleniyor.

★★★

Saray’ın amiral gemisi, Koç ailesini ısrarla hedef tahtasına oturtuyor. Neden acaba?..

Bence, cevabını bulması gereken 3 soru var?.

-Kilit isimlerden Gökhan Nuri Bozkır neden (şimdi) Türkiye’ye teslim edildi?..

-MİT Başkanı Hakan Fidan, bu operasyonu Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde mi yaptı?.. Yoksa…

-Putin’in rolü…

Derinlerde çok önemli şeyler oluyor?..

Çok kritik bir seçim arifesinde, Türkiye, NATO ve  Rusya’nın çekişme alanı haline getirildi!..

Yazık oluyor canım ülkeme!..

AHMET TAKAN / KORKUSUZ