Sayın Cumhurbaşkanı Ukrayna’da unuttuğu benim çocuklarıma da hediye gönderecek mi?

“Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer’den sorar onu!”

Sayın Cumhurbaşkanı Ukrayna’da unuttuğu benim çocuklarıma da hediye gönderecek mi?

Sayın Cumhurbaşkanı Ukrayna’da unuttuğu benim çocuklarıma da hediye gönderecek mi?

Korona günleri hızla geçerken,  Ankara'da bekçiler ev ev gezip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hediyelerini dağıtıyormuş.

Ne güzel değil mi?

Bir bekçi kapınızı çalıyor ve Sayın Cumhurbaşkanı size hediye gönderdi, diyor.

Türkiye, bu davranışın etik olup olmadığını tartışsa da, Türk siyasetinde bir ilki yaşıyoruz.

*

Yaklaşık İki yıl önce yalan bir operasyonla Ukrayna’dan getirilen bir gazeteci olarak, tüm kumpaslar çökmesine rağmen, iki yıldır evime ve çocuklarıma dönemiyorum.

Üstelik kumpasın hedefi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasına rağmen, bedelini Yusuf İnan ve ailesi, beşikteki Ayşe ve Elif bebekler ödüyor.

Ayşe ve Elif’in yeni müslüman olmuş annesi ödüyor.

Geçtiğimiz ay anneleri Elif ve Ayşe’yi kiliseye götürmüş. Kızdın mı, diye sordu.

Hayır kızmadım, dedim.

Neden kızayım ki?

Ben artık müslümanlara ve müslümanlığa inanmıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı müslüman, hem de dindar. Hz. Ömer’in “Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer’den sorar onu!”  hassasiyetinde bir devlet başkanı.

Ama 'pardon' demiyor.

Yusuf İnan’a haksızlık yapıldı, demiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kumpas kuran, Ak Parti kurucusuna operasyon emri verdirtenlerden hesap sormuyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve  Devlet Başkanı Recep Tayyip  Erdoğan’ı küresel anlamda itibarsızlaştırmak isteyenlerden, küçük düşürenlerden, Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’e itibar suikasti düzenleyenlerden de hesap sormuyor.

İki yıl oldu, Yusuf İnan bizim arkadaşımızdı, ona haksızlık yapılmıştı. Çocukları yabancı bir ülkede, ıssız bir bağ evinde kalmıştı. Beşikteki sabilere ne oldu diye merak edip sormuyor.

CİMER’den ve bu siteden onlarca dilekçe ve köşe yazısı yazdım.

Hiçbir suçum olmadan evimden ailemden ayrıldım. Ailem darmadağın oldu. Şirketlerim battı. Çocuklarım ıssız bağ evinde tek başlarına ölüme terk edildi.

Başkan Erdoğan’dan hiç ses çıkmadı.

Bekçiler Ankara’da ev ev gezip Başkan Erdoğan’ın hediyesi var diyerek kolonya ve maske dağıtıyormuş.

Ben de bu vesileyle sormak istedim.

Başkan Erdoğan, “Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer’den sorar onu!”  sözünü sık sık söyleyen dünya lideri, Ukrayna’da ıssız bağ evinde yaşam mücadelesi veren Elif ve Ayşe’yi de hatırlar da bir hediye de onlara gönderir mi?

Hani haksız ve hukuksuz olarak tüm dünyaya terörist ilan ettikleri babalarını getirdikleri gibi geri götürürler mi?

Şimdi Ukrayna'ya gidebilmek için ne uçak var, ne de otobüs? Pasaportum da sizlere ömür!

İki yıl oldu.

Dile kolay.

İki sabi yabancı bir ülkede, ıssız bir bağ evinde iki yıldır babalarını bekliyor.

Savcı, hakim, mahkeme bir suç bulamıyor ama; sen tüm dünya medyasında haber oldun. Bu olayı tüm dünya biliyor. Seni salamayız. Yurtdışı çıkış yasağını kaldıramayız.

Salarsak dünya alem bize ne der? Gazeteler bu olayı yazarsa, bizi ipe dizerler, elimizden bir şey gelmez diyen, Başkan Erdoğan’dan korkan, Allah’tan korkmayan adliyemize kimsenin gücü yetmiyor.

Sayın Cumhurbaşkanım, Ayşe ve Elif babalarını iki yıldır bekliyor.

Kaç yıl daha beklesinler?

İstinaf mahkemesi bir yıldır dosyayı incelemedi bile.

Ukrayna’da yaşanan doğal afet nedeniyle yurtdışı  çıkış yasağının kaldırılmasıyla ilgili yazdığımız dilekçenin üzerinden  iki aydan fazla zaman geçti, bakan olmadı. Şimdi Korona salgını başladı; çocuklar bir o kadar daha mağdur ve çaresiz haldeler. Şehirden yiyecek alacak kimseleri yok.

Bizim devletimizin kalbi bu kadar mı katıydı?

Bir ömür doğruları yazmak için mücadele eden bir gazeteci olmanın bedeli, bu kadar ağır mı ödenecekti?

Herkes Tayyip Erdoğan'a mürteci muamalesi yaparken, sahip çıkmanın karşılığı bu şekilde mi olacaktı?

Yusuf İnan'ın dosyası İstinaf Mahkemesi’nden çıkıp Yargıtay’a giderse, Elif ve Ayşe babalarına kavuşmak için 7 yıl da Yargıtay’ın vereceği kararı mı bekleyecek?


Elif ve Ayşe babalarını 11 yaşına geldiğinde, 2027 yılında mı görebilecek?

*

Ukrayna'dan, Elif'ten dünya çocuklarına 23 Nisan hediyesi... (Yıl 2018)

 

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com