Sinan Ateş cinayeti MHP-Ülkücü camia ilişkisini sarstı mı?

Aldemir: Mafya ile fotoğraf normalleştirildi

Sinan Ateş cinayeti MHP-Ülkücü camia ilişkisini sarstı mı?

Sinan Ateş cinayeti MHP-Ülkücü camia ilişkisini sarstı mı?

Kıvanç El

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti Ülkücü camiayı sarstı. DW Türkçe'ye konuşan Ülkücü camiaya yakın isimler, siyasi kopuşların yaşanabileceği değerlendirmesini yaptı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinin üzerinden 11 gün geçerken Ülkücü camiada da cinayetin ardından başlayan rahatsızlık sürüyor. MHP ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi ile Ülkücüler arasında uzun yıllardır devam eden gerginliklerin yansıması olarak da yorumlanan cinayetin ardından yeni bir kopuş sürecinin başlayabileceği dile getiriliyor. 

Aldemir: Mafya ile fotoğraf normalleştirildi

DW Türkçe'ye konuşan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, ülkücü camia ile MHP arasında Ülkü Ocakları'nın kapatılmak istendiği 90'lı yılların başından bu yana gerilim olduğunu söyledi.

1992 yılından itibaren 4 yıl boyunca Ülkü Ocakları'nın başkanlığını yürüten Aldemir, "Ülkü Ocakları bugün kuyruğunu yiyen canavar haline geldi. Mafyadan yargılanan insanlarla boy boy fotoğraf çektirip dava arkadaşlarımız diye yayınlanması manidardır. Bunlar normal şeyler gibi algılanır oldu" değerlendirmesi yaptı.

Yaşanan siyasi kopuşlar

Ülkü Ocakları'nın ilk kurulduğu yıllarda fikir örgütlenmesi olduğunu kaydeden Aldemir, "Aylık yayınlar alınıyordu, bir grup kantinde bir grup kütüphanede olurdu. Kütüphanedeki masalar daha sonra ülkücü reislerin makam masaları oldu. Maalesef bu dönüşüm siyasi kopuşları da beraberinde getirdi. Muhsin Yazıcıoğlu'nun kopuşu var, Aydınlık Türkiye Partisi dönemi kopuşlar var, İYİ Parti'nin kurulması ile yaşanan kopuşlar var" şeklinde konuştu.

Ülkücülerin "siyasi olarak, zihniyet olarak" bölündüğünü belirten Aldemir, "Solcuların içindeki fraksiyonları herkes bilir ama Ülkücü camiadakiler pek bilinmez. Ülkücüler içerisinde şeriatçısı, Atatürkçüsü, liberal Ülkücüsü vesaire vardır. Bu kopuşlar sürebilir" dedi.

"Gerçek ülkücü, ülkücüyü vurmaz"

Sinan Ateş'in Ülkü Ocakları genel başkanlığı yaptığı 2019-2020 döneminde Mersin Ülkü Ocakları Başkanı olarak görev yapan ve Sinan Ateş'in genel başkanlıktan alınmasından sonrasında görevinden ayrılan eski Ülkü Ocakları Mersin Başkanı Çağrı Ünel'e yönelik saldırıyı hatırlatan Alaattin Aldemir, "İlk olayın ardından Sinan Ateş için en profesyonel adamı bulmuşlar, ders vermek için. Yoksa, gerçek bir Ülkücü'ye diğer Ülkücü'yü vurduramazsınız, ülküdaşlık hukuku vardır, asla vurmaz, tokat bile atmaz" dedi.

dedi.

Demirağ: Ayrışma uzun süredir var, kopuşlar sürecek

Gazeteci-Yazar Yavuz Selim Demirağ da yönetimini MHP'nin atadığı mevcut Ülkü Ocakları yöneticileri ile MHP arasında gerilim olmadığını ve olmayacağını söyledi. DW Türkçe'ye konuşan Demirağ, "Ülkü Ocakları genel başkanını MHP Genel Başkanı atar, orada bir uyumsuzluk olmaz. Ancak Ülkücü camia ile MHP arasında ayrışmalar uzun yıllardır var. Senelerdir ülkücülük MHP'nin tekelindedir gibi absürt bir laf ediliyor. Devlet Bahçeli bunu söyler ama MHP'de olmayan o kadar çok Ülkücü var ki, dört-beş ayrı partiye ayrılmış durumdalar. MHP'den kopanların önemli kısmı İYİ Parti'de şu an. Daha önce BBP vardı. Şimdi son dönem Zafer Partisi de kuruldu, yine diğer partilerde de Ülkücü harekette bulunanlar var. Aslında MHP'de çok da Ülkücü kalmadı" dedi.

Demirağ, Sinan Ateş cinayetinin ardından Ülkücü camiada kopuşların devam edeceğini de sözlerine ekledi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

"Suskunluk sarmalı yüzünden 45 bin ülkücü e-devlet üzerinden MHP'den istifalarını verdi. Toplu istifalar var, il ve ilçelerde. Bir haftalık suskunluktan sonra bir açıklama bekleniyordu. Açıklama olmadığı gibi bir inkara gidildi. Ben ayrıca bugünden itibaren yeni istifalar olacağını da düşünüyorum. Anadolu'da güzel bir deyiş vardır; 'sükut ikrardan gelir' diye. Milliyetçi-Ülkücü camia bu suskunluğun kabullenme ile geçtiğine inanıyor. Bu kopuşlar devam edecektir."

Demirağ: Yeni saldırılar olabilir

Bugüne kadarki saldırıların cezasız kaldığını söyleyen Demirağ, bu nedenle saldırıların devam edebileceğini de belirtti. Demirağ, "Bugünden sonra bu işin üzerine giden yani bu işin bir 'siyasi cinayet' olabileceğini düşünüyorum. Kimlere saldırı olacağına dair isimler bile var" iddiasında bulundu.

Bahçeli'den Sinan Ateş açıklaması

Sinan Ateş cinayetinden 11 gün sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den de ilk açıklama geldi.

Bahçeli, Meclis'te partisinin grup toplantısında sert mesajlar verdi, "Tek başıma kalsam da davayı çiğnetmeyeceğim, tek bir ülküdaşımı ezdirmeyeceğim, sonu ölüm de olsa surda gedik açtırmayacağım. MHP'ye saldırı ivme alarak hız kazandı" ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "yanındakini teslim et" çağrısına da Bahçeli dikkat çeken bir yanıt vererek, "zamanı geldiğinde teslim edeceğimiz sadece Allah'a can borcumuzdur. Kılıçdaroğlu, şayet yüreğin varsa, gözün kesiyorsa buraya gel, tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini göreyim" sözlerini kullandı.

"Bahçeli beklentileri boşa çıkardı"

Bu sözlere ilişkin olarak Yavuz Selim Demirağ, "Bahçeli ısrarla inkar ediyor. Açıklamalara dair kamuoyunda beklenti vardı. Biz şunu bekliyorduk. Bahçeli'nin adı geçen birkaç kişinin istifasını isteyerek, yargı sürecine lafı bırakmasını bekliyorduk, suçsuzsa geri dönsünler. Fakat bunu yapmadı, beklentileri boşa çıkarınca yeni kırgınlıklar ortaya çıkacak" dedi. "Bu seçim esnasında da, bu gerilimden de bir takım kişiler kendilerine görev çıkarıp Ülkücü kanaat önderlerine saldırabilirler" iddiasını dile getiren Demirağ, "Bahçeli de Kılıçdaroğlu'na 'hadi çık meydana hadi çık dışarı' diyor, son derece tehlikeli çıkıştı, tehlikeli bir söylem. Tam aksine sağduyulu hareket edilmesi gerekirken Bahçeli'nin konuşması bir körüklemeydi, tahrikti" değerlendirmesi yaptı.

Alaattin Aldemir de Bahçeli'nin çıkışını, "Bahçeli, devlete 'Alın bunu götürün gereğini yapın' demesi lazımken bunu demediği sürece bu tartışma devam eder. Burada MHP ya da CHP önemli değil önemli olan devlettir" sözleriyle değerlendirdi.

"Erdoğan gerginliği bitirebilir"

T24'ten Tolga Şardan'ın MİT'in Cumhurbaşkanlığına Ülkü Ocakları'na dair rapor sunduğuna ilişkin yazısını da değerlendiren Demirağ, "Böyle bir rapor MİT vermiş olabilir ama bu raporun muhatabı olan Sayın Erdoğan bugüne kadar bir açıklama yapmadı. Erdoğan'ın çıkıp başta, 'biz bu işin arkasındayız, bu işin faillerini bulacağız ve gerginliğe son vermemiz gerekiyor' diye bir açıklama yapması gerekiyordu, gerginliği bitirebilirdi ama onu yapmadı" ifadelerini kullandı.

DW