TTB Başkanı Fincancı: “Deprem bölgesinin yanı sıra tüm Türkiye’de bir kızamık salgını ile karşı karşıyayız”

“Depremzedeler sağlık hizmetlerine erişemiyor’’

TTB Başkanı Fincancı: “Deprem bölgesinin yanı sıra tüm Türkiye’de bir kızamık salgını ile karşı karşıyayız”

TTB Başkanı Fincancı: “Deprem bölgesinin yanı sıra tüm Türkiye’de bir kızamık salgını ile karşı karşıyayız”

GAZİANTEP - Türkiye’de sağlık örgütleri ve yetkilileri bir süredir özellikle çocuklar arasında kızamık vakalarında artış görüldüğünü bildiriyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Deprem bölgesinin yanı sıra tüm Türkiye’de bir kızamık salgını ile karşı karşıyayız” dedi. Fincancı düşen aşı oranlarının buna neden olduğunu belirterek, kızamık salgınının deprem bölgesinde daha derin hissedildiğini dile getirdi.

Bir dizi ziyaret için 6 Şubat depremlerinin etkilediği şehirlerden olan Gaziantep’te bulunan TTB Başkanı Fincancı deprem bölgesindeki tespitleri ve gözlemlediği risklerle ilgili VOA Türkçe’ye konuştu.

Başta temizlik ve hijyen sorunu olmak üzere, sağlık hizmetlerine erişim, temiz su sıkıntısı, molozların yaşam alanlarında ayrıştırılması gibi konulara dikkat çeken Korur Fincancı, depremzedeleri bekleyen en büyük tehlikenin ise kızamık salgınını olduğunu belirtti.

Depremin üzerinden 4 ayı aşkın bir sürenin geçmesine rağmen bölgede insani bir barınma koşulunun sağlanamadığını belirten Korur Fincancı, temiz su, banyo, tuvalet gibi sorunlar nedeniyle başta kadınlar olmak üzere tüm depremzedelerin ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

“Temiz suya erişimle ilgili halen ciddi sorunlar var”

Toplu yaşam alanlarındaki çöplerin uygun bir şekilde bertaraf edilmemesinden kaynaklı oluşan sinek ve diğer haşerelerin de hastalıkları taşıdığını belirten Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, şöyle konuştu:

“Temiz suya erişimle ilgili halen ciddi sorunlar var. Yetkililer şebeke suyunu içilebilir duruma getirmiş değil. Depremin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen bölgede yeterli banyo ve tuvalet sayısı olmadığı, bu alanların kadınlar için güvenli alanlar olmadığı gibi sorunlar var. Özellikle kadınların bu nedenlerden ötürü tuvalete yeterince sık gitmemesinden kaynaklı çok ciddi idrar yolları iltihaplarına ve vajinitlere yok açıyor. Temiz çamaşır sorunu var çünkü çamaşır yıkayacak alan sayısı yetersiz. Bu da özellikle kadınlarda vajinitlere neden olabiliyor. Özellikle toplu yaşam alanlarında çöp toplamayla ilgili sorunlar olduğu için çok sayıda sinek, böcek gibi haşerelerin çoğalmasına yol açıyor. Çöp bertaraf uygun bir şekilde yürütülmediği için oluşan bu haşerelerin taşıyabileceği birtakım hastalıklarla karşı karşıya kalabiliriz."

“Depremzedeler sağlık hizmetlerine erişemiyor’’

Depremzedelerin sağlık hizmetlerine erişimle ilgili ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Fincancı, “Deprem bölgesinde başta sağlığa erişim olmak üzere sağlık alanında da ciddi sorunların olduğunu tespit ettik. Özellikle Hatay’da neredeyse ayakta hiç sağlık kurumu kalmadı. Biz Türk Tabipleri Birliği olarak birinci basamak sağlık hizmetlerini organize etmeye çalıştık. Aile sağlığı merkezleri yıkılmış, enkaz altında kalmıştı. Aşılamalarda aksamalar olmasın diye köy ziyaretleriyle aşısızların tespiti ve aşının onlara ulaştırılması için çaba sarf ettik. Oysa bunlar doğrudan kamu otoritesinin göreviydi ama bunları yerine getirmedi, getirmeye de niyeti yok’’ ifadelerini kullandı.

“Aslında bugünümüzü değil geleceğimizi de tehdit eden bir tablo söz konusu’’

Fincancı ayrıca, depremde yıkılan veya hasar gören yapıların enkazının taşınması ve ayrıştırılmasının uygun koşul ve yerlerde yapılmadığını belirterek, “Enkazın kaldırılması sırasında yeterli sulamanın yapılarak tozlanmanın engellenmesi gerekirken bunun yapılmadığını gördük. Dolayısıyla o tozlar havaya karışarak hava kirliliğine ve havadaki toz partikülü sayısının artmasına neden oldu ve insanlarda ciddi solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya kaldık. Aynı zamanda yaşam alanlarına molozlar dökülerek uygun şekilde ayrıştırılmadı. Ağır metaller toprağa ve yer altı sularına karışıyor. Bunun yanı sıra asbestin havada kalması nedeniyle belki bugün değil ama bundan 15-20 sene sonra akciğer zarı kanserleriyle karşı karşıya kalacağız. Depremin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen aslında bugünümüzü değil geleceğimizi de tehdit eden bir tablo söz konusu’’ dedi.

“Türkiye’de bir kızamık salgını var ama deprem bölgesinde bu çok daha derin’’

Türkiye’de son dönemde artan kızamık vakalarıyla ilgili yetkililerin bir an önce harekete geçip, salgına karşı etkin bir mücadele gerçekleştirmeleri gerektiğini vurgulayan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Deprem bölgesinin yanı sıra tüm Türkiye’de bir kızamık salgını ile karşı karşıyayız. Çünkü zaten bir süredir zaten düşen aşılama oranları vardı. Aynı zamanda ikinci doz aşılamada bir yaş değişikliği yapıldı. Dolayısıyla arada aşı yapılmayan bir yaş grubu kaldı. Bununla birlikte tüm Türkiye’de bir kızamık salgını var ama deprem bölgesinde bu çok daha derin. Özellikle düzensiz göçmenlerin takibinin yapılamaması, aşılı olup olmadıklarının sorgulanmaması ya da aşılamalarının olmaması bu salgının yayılmasında önemli etkenler olarak karşımıza çıkıyor.”

voa