Türk medyası utanır mı, Müyesser Yıldız’ın dostları değişir mi?

24 yıldır Şehit Ailelerinin hakkını savunan Yusuf İnan terörist mi olsun?

Türk medyası utanır mı, Müyesser Yıldız’ın dostları değişir mi?


YUSUF İNAN YAZDI...

Türk medyası utanır mı, Müyesser Yıldız’ın dostları değişir mi?

Bu yazının başlığı Türkiye’de medya var mı, olmalıydı.

Ben FETÖ’nüzün ve CHP’nizin uyguladığı Adli Mobbinglere dayanamayarak Ukrayna gitmiş, oraya yerleşmiş, koyunlarla, kuzularla zaman geçiriyordum.

FETÖ ve CHP öyle kinli bir grup ki, İzmir Adliyesi’nde yaşattıkları hukuksuzluklardan tatmin olmadılar.

FETÖ ve CHP işbirliğine devam ederek, devleti maniple derek Ukrayna’dan Türkiye’ye, İzmir'e geri getirdiler.

Peki neden?

İzmir'de FETÖ'ye destek veren, FETÖ ile içli dışlı olan CHP'li başkanları, mütevelli heyetlerinde görev alan başkanları yazmayayım diye!

CHP’li kardeşler ve CHP üst yönetimi abartıyorum sanmasın.

Dosya  Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruyor.

Hiçbir suç ve kanıt olmadan bir gazeteci için Kırmızı Bülten çıkaran  imzaların sahipleri dosyada mevcut.  Cezaevindeyken Sayın Kılıçdaroğlu’na yazdığım bir mektupta, dosyadaki imzaların CHP ile ilişkilerini sormuştum.

Hala soruyorum. 

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e de defalarca sordum. Sayın Bakan sessizliği seviyor. Ukrayna’da ıssız bağ evinde ölüme terk edilen Türk ve Müslüman kızları Elif (4) ve Ayşe’nin (3) ağlama seslerini de duymuyor.

Adalet, zaten yok!

11 ay  haksız ve hukuksuz cezaevinde yatırıldıktan sonra, YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞI konularak 5 yıldır yaşadığım Ukrayna'daki evime, aileme, çocuklarıma  DÖNMEM engelleniyor.

FETÖ ve CHP intikam almaya devam ediyor!

(Elif  İnan (4)  Ukrayna Mykolaiv'de evin önünde babasının kapıyı tuk, tuk diye çalmasını bekliyor!)

1205 gün oldu. O çocuklar Ukrayna’da şehir dışında bağ evinde anneleriyle yaşam mücadelesi veriyor.

Hangi gazeteci bu mücadeleyi duydu?

Hüngür, hüngür ağlayan Odatv kardeşler duydu mu?

Duymadı!

Çünkü, özgürlük ve hukuk olmalı ama sadece Odatv kardeşlere ve onlar gibi düşünenlere olmalı.

Başkasına olmaz. 

Bugün hak, hukuk, adalet çığlıkları atan Odatv kardeşler, daha dün denecek kadar yakın bir geçmişte, Ekrem Dumanlı ve ekibinin hazırladığı  yalan haber dosyalarını manşetten Türkiye’ye yediriyorlardı.

Ekrem Dumanlı ve FETÖ’nün medya infaz timinde tetikçilik yapıyorlardı. En acı olanı da kullanıldıklarından haberleri  bile yoktu!

Şimdi çıkmışlar, hak, hukuk, adalet diye ağlaşıyorlar.

Yeniçağ kardeşler de Macaristan’da Genel Yayın Yönetmeni işten atılan bir internet haber sitesinin çalışanlarının işi bırakmasını örnek göstererek; “Türk medyası bu haberi okuyunca utanacak; Satın alınamamak işte böyle bir şey...” Başlığını atmışlar!

Onların derdi de Murat Ağırel!

Kendileri cezaevine düşünce herkes onlar için seferber olsun istiyorlar.

FETÖ’nün  hazırladığı düzmece haberlerle  insanların 25 -30 yıllık  emeğini yok ederken, ekmek teknesini yıkarken, tekzip ve açıklamaları bile dikkate almıyorlardı.

İGC ve TGF eski Başkanı CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, elini vicdanına koysun ve konuşsun.

Yusuf İnan, İzmir’de uzun yıllar gazetecilik yaptı. 

Yusuf İnan ile arasındaki düşmanlığın nedeni neydi, lütfen anlatsın.

CHP'liler Yusuf İnan'a neden düşman olmuşlardı?

Yerel gündem'e neden reklam vermek istemiyorlardı?

Neden toplanıp, 100 dava açtırıp şirketini de gazetesini de batıralım diye plan yapıyorlardı?

Bu soruların cevapları basit!

İzmir’de gazetecilerin geneli  solcudur.  Hiçbiri özgür gazeteci ve medya özelliğine sahip değildir.

Çünkü,  CHP'li Belediyelerden gazetelerine ya reklam alırlar, ya da eşleri, çocukları, kardeşleri vs. CHP'li Belediye Başkanlıklarında çalışıyordur.

O nedenle İzmir’de hiçbir gazeteci, CHP’li başkanları ve icraatlarını eleştiremez.

Eleştirirse reklam alamaz.

Eleştirirse, oğlu, kızı, eşi, kardeşi, yeğeni vs. belediyeden atılır!

Basit bir örnek;

CHP 22. Dönem İzmir Milletvekili, Aliağa Belediyesi eski Başkanı Hakkı Ülkü, seçimlerde DSP'den aday olduğu için kızının  işten atıldığını iddia etmişti.

Hakkı Ülkü ve kızı...

İşte Hakkı Ülkü'nün  23.06.2014 tarihli  açıklaması. / Yeni Asır

Eleştirirse, CHP’li Belediyelerin zabıtalarının tacizlerinden kurtulamaz.

Eleştirirse, YEREL GÜNDEM gibi tabelası indirilir, indirilen tabelaya ceza yazılır!

Olmadı zabıtaya hakaret etti denilerek, adliyelerde yargılatılır.

Bugün Başkan Erdoğan’ı eleştiren CHP’li kardeşler, İzmir’in tek sağ ve demokrat gazetesi Yerel Gündem’i, YerelGundem.com’u, muhalif  gazeteci Yusuf İnan’ı İzmir Adliyesi’nde süründürmüştü.

Meraklısına Yusuf İnan hakkında açılan soruşturma ve dava dosyalarını verebilirim!

Buradan da yayınlarım ama aileler üzülür. Ailelerin, çocukların suçu yok!

Ben de yalan da yok!

Herşeyin kanıtı var!

Hepsi devletin resmi kayıtlarında, UYAP sisteminde mevcut.

İzmirli bir gazeteci Ukrayna’da gözaltına alınıp İzmir’e getirildi.

İGC Başkanı Misket Dikmen neredeydi?

İGC ve TGF eski ve Onursal Başkanı Atilla Sertel neredeydi?

CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer neredeydi?

Neden cezaevine gelip, gerçekleri benden öğrenmediler?

Ben davama bakacak avukat bulamadım. Davaya bakmak isteyen avukatlar tehdit edildi. 

Cumhuriyet Savcısı hiçbir iddiasını ispat edemedi.

Ben dokuz ay avukatım olmadan  masum olduğumu ispat etmek zorunda bırakıldım.

Dava dosyasını düzenleyen isimlerin geneli CHP ile birlikte anılan isimlerden oluşuyordu.

O ekip Yusuf İnan’ı suçsuz ve günahsız  11 ay cezaevinde yatırdı. 

Devleti maniple etti.

Suç işledi.

Sadece kin ve nefretleri  yüzünden masum insanlara FETÖ kumpası kurdular.

Soruyorum. 

FETÖ mü tehlikeli, CHP mi?

İkisi de kumpas kuruyor!

CHP Genel Başkanlığı'nın ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun haberi yoksa, suçluların araştırılmasını istesinler.

Adalet Bakanlığı müffettiş görevlendirsin, iddialar incelensin.

Bu çağrımı defalarca tekrar ettim.

- CHP Üst Yönetimini ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu İzmir Adliyesi’nde yargılamalara fesat karıştıran ÇETELERE dur demeye davet ediyorum.

- İzmir Barosu'nu , İzmir Adliyesi’nde yargılamalara fesat karıştıran ÇETELERE dur demeye davet ediyorum.

- Adalet Bakanlığı'na bir şey demiyorum.  Onlar çok çalışıyorlar. Çok da yoruluyorlar.  Zaten onları ilgilendiren bir konu da yok!

Basın Konseyi’ni, İGC ve TGF’yi ve tüm basın STK’larını KINIYORUM.

Gazetecilik adı altında, fakir milletin üzerinde saltanat süren, gazetecilerin hakkını aramayanları, Allah’a havale ediyorum.

Bu haksız ve hukuksuzluklara sessiz kalanları, görevlerini yapmayanları, görevlerini kötüye kullananları  Allah’a havale ediyorum.

Çünkü, Allah'tan başka gidecek yer yok!

- Adliye çalışmıyor.

- İstinaf Mahkemeleri çalışmıyor.

- AYM ne zaman cevap verecek bilen yok!

- Adalet Bakanı duymuyor! Dilekçelere cevap vermiyor.

- Başkan Erdoğan, kaleden sağlam Külli'yesinde kimseyi duymuyor.

- Kılıçdaroğlu duymuyor.

- Akşener duymuyor.

- Bahçeli duymuyor.

-  Medya duymuyor.

- Basın STK'ları ve Genel Başkanları duymuyor.

Nereye gidelim?

PKK'ya mı katılalım?

24 yıldır Şehit Ailelerinin hakkını savunan Yusuf İnan terörist mi olsun?

Dağa mı çıkalım?

Çaresiz, Allah'a havale ediyoruz.

O da çok sabırlı! 

İlahi adalet ne zaman ve nasıl tecelli edecek diye bekliyoruz.

Sabrediyoruz...

*

Ben ayrım yapmıyorum. Tüm gazetecilere, masumlara, kader mahkumlarına özgürlük istiyorum...

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]