Türkiye’de ikinci dalga riski var mı?

Prof. Hamzaoğlu’na göre ise birinci dalga bitmediği için ikincisini konuşmak erken.

Türkiye’de ikinci dalga riski var mı?

Sağlık Bakanı Koca koronavirüs salgınında ikinci dalga riskini beklemezken, Bilim Kurulu Üyesi Alpay Azap "Sonbaharda olabilir" diyor. Prof. Hamzaoğlu’na göre ise birinci dalga bitmediği için ikincisini konuşmak erken.

Koronavirüsle ilgili dünya genelinde kısıtlamaların gevşetilmesine dönük adımlar atılırken, Dünya Sağlık Örgütü ikinci hatta üçüncü dalga konusunda uyarıyor. Salgının ilk görüldüğü Çin de dahil pek çok ülkede kısıtlamaların çok hızlı kaldırılması halinde koronavirüste ikinci dalganın başlamasından endişe ediliyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise dün Bilim Kurulu ile gerçekleştirdiği toplantı sonrası yaptığı açıklamada Türkiye'de ikinci dalga riskinin bu dönemde beklenmediğini açıkladı. Ancak uzmanlar bunun alınacak önlemlerle ilişkili olacağını belirtiyor.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap

"Sonbahar gibi görebiliriz"

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap'a göre yaz ayları boyunca vaka sayılarında minik patlamalar ve sonbaharda ikinci bir dalga söz konusu olabilir.

DW Türkçe'ye konuşan Alpay Azap, Bilim Kurulu olarak ikinci dalgayı yaz aylarında çok beklemediklerini, ancak bunun gevşeme sırasında alınacak önlemlerle doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.

Prof. Dr. Azap, "Ancak muhtemelen yaz ayları boyunca biz küçük odaklardan minik patlamalar göreceğiz. Yani bir kişinin 10-15 kişiyi, 20 kişiyi hastalandırdığı, biz bunlara küçük patlamalar diyoruz. Toplumda virüsün hızla yayılmadığı, birinci ve ikinci halkadan üç, dört ve beşinci halkalara hızlı bir yayılımın olmadığı dönemi bekliyoruz. İkinci dalgayı ancak sonbahar gibi görmek, çok istemediğimiz bir durum tabi, söz konusu olabilir” diyor.

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu

"Birinci dalga bitmedi"

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'na göre ise Türkiye henüz birinci dalga içinde olduğu için ikinci dalgayı konuşmak için erken.

DW Türkçe'ye konuşan Hamzaoğlu, Sağlık Bakanı’nın açıklamasını "Türkiye'de ikinci dalga riski yok demek doğru bir yaklaşım. Çünkü daha birinci dalga bitmedi. Bitmiş gibi de görünmüyor. Sağlık Bakanlığı’nın dünkü açıklamaları da esasında bu durumu doğruluyor. Ben bir koşulla bu görüşe katılıyorum, şimdilik böyle bir risk yok çünkü biz hâlâ birinci dalga içindeyiz" diye yorumluyor.

Bakan Koca'nın dünkü açıklamasıyla ilgili bir tartışma konusu da salgının bulaştırıcılık oranını gösteren R0 katsayısı üzerine oldu. Fahrettin Koca, 13 Mayıs'ta R0 katsayısının 1.56 olduğunu açıklamıştı. Dün yapılan son açıklamada ise bu değerin 0.72'ye indiği belirtildi.

R0 katsayısı kabaca bir kişinin toplum içinde iyileşinceye kadar eğer bir tedbir alınmamışsa ortalama kaç kişiyi hastalandırdığını gösteriyor. Peki katsayıdaki bu hızlı düşüş neden kaynaklanıyor?

"Farklı ekipler hesaplıyor"

Alpay Azap, R0 katsayısının bir değişken olduğuna dikkat çekerek değişkenliğin hangi koşullara bağlı olduğunu şöyle anlatıyor: "R0 katsayısı toplumdaki duyarlı kişilerin ve bağışık olan kişilerin oranına göre değişiklik gösterebilir. Almış olduğumuz önlemlere göre değişiklik gösterebilir. O yüzden bir hafta önce başka bir değerken bir hafta, 15 gün sonra bir başka R değerine sahip olabiliriz. Diğer yandan Türkiye'de bu konuda hesaplamalar yapan farklı ekipler var. Hesaplamalarda farklı veriler kullanılıyor. Bu veri farklılığına bağlı olarak da farklı R değerlerine sahip olabiliyoruz."

Türkiye'de yaklaşık bir haftadır R0 katsayısının 1'in altında olduğunu söyleyen Azap, 0.55'ten 0.9'a kadar farklı hesaplamalar olduğunu belirtiyor. Alpay Azap, +Önemli olan R0 değerinin 1'in altında olması" diyor. R0 katsayısının 1'in üzerinde olması enfeksiyon zincirinin kırılmadığı anlamına geliyor.

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ise R0 katsayının alınan önlemlerin ne kadar başarılı olduğunu ve sürecin nereye doğru gittiğini gösterdiğini belirterek "Ancak tabi şöyle bir şey var. Bakanlık bizlerle verileri paylaşmadığı gibi kendi bilim kurulu üyeleriyle de paylaşmadığını bilim kurulu üyeleri maalesef söylüyorlar. Böyle bir tablo var. Öyle olunca bu hesaplamalar kimler tarafından ve nasıl yapıldığını bilmek mümkün değil. Bu değeri tetkik etme imkanımız da yok" diyor.

DW.COM